Anadolu Masalı
Çok eski zamanlarda, Anadolu’nun ücra bir köyüne Akif isminde genç bir çocuk yaşarmış. Bu genç çocuk çok mert, dürüst ve yürekli bir çocukmuş. Anadolu’nun erkeklerini temsil eden kaliteli bir yapısı varmış. Annesi ile yaşayan Akif, annesine hürmet edermiş. Hep onun dediklerini yapar ve bu şekilde zaman geçirirmiş.
Gel zaman git zaman Akif artık çalışma çağına gelmiş. Fakat çalıştıkları diyarlarda ona göre bir iş yokmuş. O güzel yemekler pişirmek, aşçı olmak istiyormuş. İnsanları doyurmak onun en büyük istediği şeymiş. Evinde de annesine yemekleri o yaparmış. Çoğu zaman komşuları onlara gelir Akif’in güzel yemeklerini yermiş.
Fakat Akif evde oturmaması gerektiğini anlamış. Annesine daha iyi bir hayat sürmek için şehre gitmek istediğini söylemiş. Annesi her ana gibi başta üzülse de artık yaşın geldi, gitmen lazım tabii, sen de yuvadan uçacaksın demiş. Akif’in ablası çook uzun seneler önce evlenmiş ve o 1 kere bile gelmemiş. Anası yalnız kalmaktan ne kadar korksa da, önemli olan oğlunun hayalleri oğlunun ne istediği imiş.
Akif; ‘ Ana ben gideceğim ama san mı ki geri gelmeyeceğim. Ben sana daha iyi bir hayat sunmak için gidiyorum zaten. Emin ol yakın zamanda geleceğim. Ya da belli mi olur belki sen gelirsin. Birlikte yaşarız gene’ bu sözler üzerine Akif’in annesi ağlamaya başlamış; ‘’Oğul bunlar çok güzel sözler. Seni iyi ki yetiştirmişim. Sen benim için çok önemlisin. Sen mutlu olursan bende mutlu olurum. Tabii ki bende gitmeni istiyorum. Ama ana yüreği işte, ne yaparsın oralarda.
Akif toplamış tasını tarağını koyulmuş yola. Düz gitmiş iz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Varmış koca şehre. Şehrin çok fiyakalı bir ihtişamı varmış. Ama Akif bozacak değil ya, kendine kalacak yer aramış. Biriktirdiği, babadan kalan paralar varmış. Ama idareli kullanması gerektiğinin farkındaymış.
Akif her yere girmiş iş bulmak için. Hepsi de ihtiyaç yok demişler. Biraz bozulmuş tabii Akif. Ne yapacağını tam bilememiş. Sonra kocaman bir sarayın önüne varmış. Saray o kadar büyükmüş ki, Akif’in köyünden bile büyükmüş.
Sarayın kapısında duran eli kılıçlı adamlara yönelmiş Akif ‘’ Emmi, ben iş arıyorum, elimden her iş gelir. Bana burada iş var mı?’’
Adam gülmüş, şöyle bir süzmüş Akif’i ‘’ Belli ki çok delikanlı bir gençsin. Var tabii iş sana, bak görüyor musun? Buradan geçen bir sürü insan var ama sadece sen geldin benle konuşabildin. Yürekli adamsın’
Akif gözü pek delikanlı bir genç olmanın da verdiği avantajla girmiş sarayın içine. Saray gittikçe büyüyormuş. Köyden şehre inmesinden bile daha fazla yok kat etmiş. En sonunda bir kapının önüne gelmişler. İçeri girmişler. Eli kılıçlı adam ‘’ Bu genç iş aramaktadır. Ne iş olsa yapar. O’na oda verin, iş verin, aş verin’’ demiş.
Akif sarayda bahçıvanlık yapmaya başlamış. Güzel de para veriyorlar. Hepsini biriktirecekmiş. Sonra da anasının yanına gidecek ya da anasını yanında aldıracakmış…
Hikaye budur ki, her zaman açık sözlü olmak gerekir. Karşında kim olursa olsun dediğinden sakınmaman lazım. Fırsat her yerde karşına çıkabilir. Kişi yürekli olduğu kadar bu hayatta başarılı olabilir. Siz de bu masaldan ders çıkarın ve hayata bir kere geleceğinizin farkında olun. En güzel ve keyifli masallar için sitemizde yer alan içerikleri büyük bir heyecanla kaldığınız yerden okumaya devam edebilirsiniz.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.