Aslan ve Yunus Masalı
Bir zamanlar denize yakın bir ormanda bir aslan yaşarmış. Bu aslan ormanın kralıymış. Herkes aslanın ormanın kralı olduğunu biliyormuş. Denizdeki ve Okyanustaki yaşayan canlılar bile bunu biliyormuş.
Bir gün aslan ormanda gezinirken deniz kıyısında yürümeye karar vermiş. Deniz kıyısında yürüyüş yaparken, bir yunus kafasını okyanustan çıkarmış. Aslan, yunusu fark edince, orada durmuş.
“İyi günler,” diyerek yunus aslanı hoş bir şekilde selamlamış.
Aslan ne yapacağını bilemediği için yunusa selam vermiş.
Sonra Yunus konuşmya başlamış,
“Ormanın kralı olduğunu biliyorum Okyanusta yaşayan deniz hayvanlarınında kralı benim. Artık bütün hayvanların iyi geçinmesi gerektiğine inanıyorum. İster karada yaşasın, isterse denizde.” Demiş denizlerin kralı Yunus.
Devamında Aslan söze girmiş:
“İkimizde lider olduğumuz için ittifak yapmayı öneririm. Denizdeki ve karadaki canlıların arkadaş olması gerekir” diye önerdi Aslan.
Yunus teklifi düşündü. Teklifin mantıklı olduğuna karar verdi. İkisi de ihtiyaç anında birbirlerine yardım edeceklerine söz verdiler.
Bir gün aslan yardım istemek için yunusun yanına geldi. Aslan uzun zamandır boğayla savaş halindeydi. Boğa galip gelmek üzreydi artık işi zorlaşmıştı. Bu yüzden yardım için yunusa geldi. Yunus yardım etmek istese de sudan çıkamadı. Yapabileceği tek şey aslana sudan yardım etmekti.
Ama bu aslanın hoşuna girmedi ve söylenmeye başladı “Bana ve güvenime ihanet ettin” diye bağırdı Yunusa. Zavallı yunus, topraklarda yaşamak için yaratılmadığı için hiçbir şey yapamadı. Bu yüzden, “Sana ihanet etmedim dostum. Birini suçlamak istiyorsan, doğayı suçla. Beni bu hale getiren doğadır. Ben karalarda yaşamak için yaratılmadım, sadece sularda yaşamak için yaratıldım. Senin için buradan yardımcı olmaktan başka yapabileceğim bir şey yok.” Diye cevap verdi.
Boğa aslanı yenmişti artık yeni ormanın ve karada yaşayan hayvanların kralı boğa olmuştu. Yunus arkadaşı kral aslanı kaybettiği için üzülmüştü ama onu teselli eden şey ise hayvanların arasında artık husumet olmamasıydı.