Bağdaki Miras Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Anadoluda köyün birinde Ahmet adında bir çocuk yaşarmış.
Ahmetin babası çok hastaymış. Babası birgün oğlunu yanına çağırmış ve “Oğlum, her geçen gün daha da zayıflıyorum. Bu nedenle, sanırım bunu size vermemin zamanı geldi’’ diyerek yaşlı adam ona bir boynuz vermiş. Ahmet babasına sormuş, “Baba, bu sadece sıradan bir boynuz! Bununla ne yapacağım?” Babası, “Oğlum, bu sıradan bir boynuz değil. Bunu kulağınıza koyarsanız, diğer kişinin düşüncelerini duyabileceksiniz! Size çok yardımcı olacak!”
Birkaç gün sonra Ahmet’in babası vefat etmiş. Ahmet kendi kendine, “Burada benim için başka bir şey yok. Sanırım bir süre seyahat edeceğim ve yolda biraz iş arayacağım.” diyerek babasının boynuzunu taşıyarak yola çıkmış.
Günlerce yolculuk ettikten sonra nihayet bir kaleye vardı. Orada uzun saçlı bir dev olan kalenin sahibiyle tanıştı. Deve ona biraz iş vermesi için yalvardı. Dev, “İyi yemek yapabiliyorsan, benim yemeklerimi de pişirebilirsin!” demiş. Deve çok lezzetli bir akşam yemeği hazırlamış ardından işe alınmış.
Bir gün Ahmet şatoda dolaşırken mahzene inen bir yol buldu. Mahzene yaklaşınca birinin ağladığını duyuyordu. Mahzenin içinde bir direğe bağlı güzel bir kız buldu. “Sen kimsin? Neden bu kadar bağlısın?” Ahmet kıza sordu.
Kız yanıtladı, “Benim adım Meryem ve ben bu güzel Krallığın prensesiyim. Dev, Kral olan babamı öldürdü ve sonra beni esir aldı. Lütfen bana yardım et!” Prenses için üzüldü “Ne yapabilirim? Ben sadece sıradan bir adamım ve o bir dev. Onu nasıl alt edebilirim ki?” Ahmet, Prenses’e yardım etmenin bir yolunu bulamadığı için çok üzüldü.
Günlerden bir gün karar verdi, “Kaybedecek hiçbir şeyim yok! Babamın boynuzunu kullanayım da Dev’in düşüncelerini dinleyip dinleyemeyeceğime bir bakayım!” Boynuzu kulaklarına kadar kaldırır kaldırmaz Dev’in “Sanırım aşçı Prenses’i öğrenmiş! Yarın, onu kahvaltıda yiyeceğim. O zamana kadar, gücümün sırrının saçlarım olduğunu bilmediğinden emin olmalıyım.” Diye düşünüyordu.
Ahmet, Dev’in saçları olmadan güçsüz olduğunu öğrendiğine çok sevindi. Bu nedenle, o gece Dev’in yatak odasına sızdı ve uyurken saçlarını kesti.
Ertesi sabah, Dev uyandığında kendini çok zayıf hissetti ve çok geçmeden gücünün gittiğini fark etti. Ahmetin artık onu kolayca dövebileceğini bilen zayıf Dev, eşyalarını toplayıp kaleden kaçtı.
Ahmet, Dev’in kaçtığını anlar anlamaz mahzene koştu ve Prenses’i kurtardı. Sonunda Dev’in laneti kaldırıldı ve kale muhteşem bir saraya dönüştü. Ahmet, Prenses ile evlendi ve Kral oldu.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.