Kibirli Civciv Masalı
Bir varmış bir yokmuş… Küçük bir köyde, bilge bir dedenin bir tavuğu yumurtlamış. Bu yumurtalardan çıkan tüm civcivler sanki birbirinin aynısı gibiymiş ama bir tanesi varmış ki hepsinden başka bakarmış gözleri. Kanatları bile çok başkaymış sanki. Tam bir ayrık otuymuş kümeste. Herkes buna anlam vermeye çalışırken, zaman hızla geçmiş. Bu civciv giderek daha da güzelleşmiş. O kadar güzelleşmiş ki kardeşleri tarafından kıskanılmaya başlamış.
Anne tavuk bu göz kamaştırıcı güzellikteki yavrusunu kayırmazmış ama içten içe ona duyduğu sevgi ve hayranlık diğerlerinden daha fazla olmaya başlamış. Böylece bu güzeller güzeli yavru, diğer kardeşlerinden kendini üstün görmeye başlamış. Kendisinin diğer kardeşlerinden daha çalışkan bir öğrenci olduğunu, annesine daha fazla yardım ettiğini, daha yetenekli olduğunu vurgulayıp durmaya başlamış.
Gel zaman git zaman, anne tavuk hasta düşmüş. Bu arada büyüyüp gelişen civcivler, hayata atılmış ve herkes kendi işinin peşine düşmüş. Bu diğer kardeşlerinden çok sevilen ve giderek daha fazla bencil olan dillere destan kardeş, bencil ve kendini beğenmiş biri olmuş. Ne kardeşlerine ne annesine sevgi ve saygı duyan biri, ne yazık ki değilmiş. Anne, bu duruma giderek daha fazla üzüldüğü için daha fazla sağlığını kaybetmeye başlamış. Üzüntüsünü diğer kardeşlere dile getiremezken yine de içten içe hayranlık duyduğu evladının merhametinden şüphe duymamayı tercih ediyormuş. Bu bencil evlat, annesini ziyarete gelmiyormuş.
Günlerden bir gün bütün kardeşler toplanmış ve bu kendini özel zanneden kardeşlerini çağırmışlar. Bencil ve kibirli büyümüş bu kardeşe ne kadar kırgın ve kızgın olduklarını anlatmışlar. Bunca zaman kendini onlardan üstün gördüğünü, biri başarılı ve mutlu olsa ondan daha başarılı ve mutlu olduğunu kendilerinin gözüne soka soka vurguladığını anlatmışlar.
Annesinin ve kardeşlerinin bu söylediklerini can kulağıyla dinleyen kardeş, onlara nasıl büyük bir haksızlık yaptığının farkına varmış. Almış şapkasını önüne ve düşünmüş. Kibri ve bencilliğinden dolayı ailesiyle arası hiçbir zaman tam anlamıyla iyi olmamış ve onları beğenmediğinden hep aileden uzak yaşamış. Bunu düşündüğünde ailesinin kıymetini anlamış ve kendine artık ailesine gerekli değeri vereceğine dair söz vermiş.
İlgili Kategorilerimiz Mutlaka İnceleyin: