Cüceler Diyarındaki Dev Masalı
Eskiden beri bu diyarda mutluluk, neşe ve dostluk hüküm sürüyordu. Yeşillikler içinde bodur evlerin olduğu bu şirin diyarı muhafızlar kötü kalpli devlerden korurdu. Her sabah köyün cüceleri bir araya gelir, iş paylaşımı yapar, şarkılar söyleyerek aldıkları işleri yapmaya koyulurlardı. Yiyecek toplamak için tarlaya gidenler, odun taşıyanlar ve ormanının derinliklerinden şifalı otlar toplamaya gidenler vardı. Köyün bazı gelenekleri vardı. Ak sakallı dede cücelerin başındaki bilge kişiydi. Akşamları köy meydanında tüm cücelerle bir araya gelir onlara kötü kalpli devlerden uzak durmaları gerektiğini öğütlerdi. Daha sonra da meydanı eğlenmeyi çok seven cücelere bırakırdı. Işıltılı lunaparklar, atlı karıncalar, dönme dolaplar, ellerinde pamuk şekerle gezen cüceler bahar ayının taze kokusu ile ortalığı şenlendirirdi.
Saat gece yarısına yaklaşırken herkes evine çekilir güzel bir uyku çekmeye başlardı. Herkesin uykuya dalmasını bekleyen küçük bir dev vardı. Serin akan derenin yanındaki mağarada gizlenen küçük dev bir süredir bu cüce diyarında yaşıyordu. Tabi bunu cüceler ve ak sakallı dede bilmiyordu. Cücelerin yiyeceklerinden yiyebilmek için köyün ambarına doğru yola koyuldu. Geceleri köy pek ıssız olurdu ağır olduğu için yavaş yürümek zorunda kalan küçük dev, cüceleri uyandırmaktan korkuyordu. Çünkü küçük dev cücelerin sandığı gibi kötü kalpli değildi. Annesini kaybetmiş ve cücelerin yanına gizlenmiş zararsız bir devdi. Cücelerle arkadaş olabilmeyi ve onlar gibi mutlu yaşayabilmeyi çok istiyordu. Annesiyle böğürtlen toplamaya ormana giderken bir porsuğun peşine takılıp yolunu şaşırmış kendini cüceler diyarında bulmuştu.
Devler hakkında konuşulanları mağarada gizlenirken duyduğu için cücelere kendini göstermeye çok korkmuştu. Bu yüzden geceleri ambardan aldığı yiyecekleri yiyip derenin serin sularında yıkanıyor, gündüzleri annesine kavuşacağı günün hayalini kurarak uyuyordu. Günler küçük dev için zor geçiyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan cüceler ormana doğru yola koyuldular, ormana ot toplamaya giden cüce köyün en huysuz cücesiydi. Ak sakallı dedenin yapacağı ilaç için ot toplaması gerekiyordu. Ormanda yürürken mağaradan gelen horlama sesi huysuz cüceyi çok korkutmuştu. ‘Bu da neydi?’ diye homurdandı. Köye dönüp duyduklarını tüm cücelere anlattı. ‘O kadar yüksek ve korkutucu bir sesti ki daha önce hiç böylesini duymamıştım.’ dedi. Cüceler çok tedirgin bir halde ak sakallı dedeye durumu anlattılar.
Muhafızları da yanlarına alarak orman yolundaki mağaraya doğru yola çıktılar. Mağaranın önüne gelince içerden gelen ‘Horrrrrr, horrrr!’ seslerine anlam veremediler. Cüceler ve muhafızlar hemen mağaraya girip küçük devi gördüler. Uyuyan devi uyandırıp kim olduğunu anlamaya çalıştılar. Korku içinde deve sorular sordular. Dev ağlamaklı bir sesle olan biteni anlattı. Ak sakallı dede devin yaşça küçük olduğunu ve annesini kaybettiğini öğrenince çok üzüldü. Annesini bulana kadar ona çok iyi davrandılar ve yiyeceklerini paylaştılar. Küçük dev cücelerle neşeli zamanlar geçiriyor onlarla oyunlar oynuyordu. Günlerden sonra ak sakallı dede annesini bulduğunu müjdeledi. Küçük dev annesine kavuşup kendi diyarına doğru yola çıktı, anne dev cücelere minnettardı. Cüceler ve küçük dev o günden sonra hep dost kaldılar.