Deli mi Veli mi?
Bir zamanlar bir köyde, herkesin “Deli mi Veli mi?” diye sorduğu ilginç bir adam yaşarmış. Bu adamın adı Veli idi, ancak köylüler ona “Deli Veli” diye hitap edermiş. Deli Veli, diğerlerinden farklı ve tuhaf davranışlarıyla tanınırmış, ama aslında oldukça zeki ve farklı bir bakış açısına sahipmiş.
Köy halkı, Deli Veli’nin yaptığı garip davranışlara şaşırmadan edemezlerdi. Bir gün elindeki değersiz taşları değerli bir mücevhere benzeterek hava atar, ertesi günse değerli bir mücevheri taş gibi yere atar ve onun değersiz olduğunu söylermiş. Deli Veli, bazen su birikintilerine ayaklarını sokar ve “Ayaklarımı yıkıyorum” diye bağırırmış. Bazı günler ise insanların anlam veremediği şarkılar söyleyip, dans edermiş.
Köy halkı onunla alay eder ve onunla uğraşırlarmış, ama Deli Veli asla kızgınlık veya hiddet göstermezmiş. Her zaman gülümseyen yüzü ve neşeli tavrıyla, alaylara kulak asmaz ve köydeki herkesle iyi geçinmeye çalışırmış.
Bir gün köyde bir yarışma düzenlenmiş. Yarışmanın ödülü, köyün en iyi tarım ürünlerine sahip olan çiftçiye verilecekmiş. Tüm köylüler en güzel ürünleri yetiştirmek için yarışıyorlarmış. Ancak Deli Veli’nin tarlasında, tuhaf görünen bitkiler yetişiyormuş. Kimse onun tarımıyla dalga geçerken, Deli Veli sadece gülümser ve “Belki de güzelliklerini göremiyorsunuz” dermiş.
Yarışma günü gelip çatmış ve köy halkı birbirleriyle yarışmışlar. Sonunda, en güzel tarım ürünlerine sahip olan çiftçi seçilecekmiş. Ancak sonuç herkesi şaşırtmış, çünkü Deli Veli’nin tarlasındaki bitkiler en güzelleriymiş. Meyveleri parlak renkli, sebzeleri büyük ve lezzetliymiş.
Köylüler, Deli Veli’nin tarlasını ziyaret edip ona tebrik etmeye gelmişler. Deli Veli, sadece tebessüm edip “Belki de güzellikleri görmek için açık bir kalbe ihtiyacımız var” demiş.
O günden sonra, köy halkı Deli Veli’ye olan bakış açısını değiştirmiş. Onun tuhaf davranışlarının altında büyük bir bilgelik ve anlayış olduğunu fark etmişler. Ona olan saygıları artmış ve artık ona “Veli” diye hitap etmişler.
Ve böylece, Deli Veli’nin bilgece sözleri ve farklı bakış açısı, köy halkının düşüncelerini değiştirmiş ve onları daha açık fikirli, anlayışlı ve hoşgörülü kılmıştı. Deli mi Veli mi, aslında Veli’nin içinde saklıydı ve onun hikayesi, bir masal gibi her zaman anlatılır olmuştu.