Denizlerin Kralı ve Güzeller Güzeli Deniz Kızının Hikayesi
Günlerden bir gün denizlerin kralı okyanusun derinliklerinde geziyormuş. Karşısına kocaman bir kaya çıkmış. Fakat bu kayanın arkasında bir parıltı fark etmiş. Ne olduğuna bakmak istemiş ve merakla kayanın arkasına doğru yüzmeye başlamış. Bir anda ne görsün gözlerine inanamamış. O kadar güzel bir prenses yerde yatıyormuş ki. Prensesin öldüğünü sanmış ve hemen yanına gitmiş. Ama prenses yorgunluktan uyuyakalmış. Güzeller güzeli deniz kızı diyarın en büyük krallığının prensesiymiş. Tabii denizlerin kralı onu görünce tanıyamamış.
Deniz kızı gözlerini açtığında onu izleyen denizlerin kralını görmüş. Çok korkmuş ve şaşırmış. Fakat denizlerin kralı ona zarar vermeyeceğini söylemiş. Kısa süre içerisinde arkadaş olmuşlar. Ayrıca bu arkadaşlık sonradan aşk dolu bir birlikteliğe doğru ilerlemiş. Gel zaman git zaman birbirlerine olan aşkı herkes tarafından duyulur olmuş. Fakat deniz kızının babası bu birlikteliğe izin vermiyormuş. Kızını farklı bir krallıkta bulunan bir prensle evlendirmek istiyormuş. Bu yüzden kızını bir daha denizlerin kralıyla görüştürmek istemiyormuş. Fakat bunu duyan güzeller güzeli deniz kızı yataklara düşmüş ve hasta olmuş.
Günlerce yerinden kalkamayan deniz kızı aşkından kara sevdaya tutulmuş. Fakat kral kesinlikle kızını istediği kişiyle evlendirecekmiş. Kızının hasta olduğunu bile göremiyormuş. Son derece acımasız ve gaddar deniz kızının babası artık kızını evlendirmek için bir düğün organize etmiş. Deniz kızı ayakta durmakta bile zorlanıyorken ona gelinlik giydirmeyi düşünmüşler. Tam düğün başlayacakken denizkızı bir anda yere yığılarak bayılmış. Bunu gören herkes deniz kızına yardıma koşmuş.
Güzeller güzeli deniz kızı artık konuşamıyor ve yemek yiyemiyormuş. Krallığın en büyük şifacısı gelip deniz kızını iyileştirmek istemiş. Fakat bunu kızının aşk büyüsüne kapıldığını fark etmiş. Bunu anca aşık olduğu kişiyle evlenirse çözebileceğini söylemiş. Fakat kral bu duruma çok sinirlenmiş ve şifacıyı kovmuş. Ne olursa olsun kendi dediğinin olacağına inanıyormuş. Kızının ne kadar kötü olduğunun farkında bile değilmiş.
Kral her geçen gün gözünün önünde eriyip biten kızı için üzülmeye başlamış. Çünkü tek evladı da bu sebepsiz aşk sevdası yüzünden yitip gidecekmiş. Eşini kaybettiği için zaten çok yalnızmış. Bir de kızını kaybetmek istememiş. Bu yüzden karar vermiş ve kızını istediği kişiyle eğlendirmekten vazgeçmiş. Artık deniz kızı istediği şekilde özgürce sevdiği adamla evlenebilecekmiş. Fakat her şey için çok geç kalınmış.
Yataklara düşen deniz kızı artık geri dönüşü olmayan bir hastalığın pençesindeymiş. Sevdiği adamla evlense dahi artık bu hastalıktan kurtulamayacakmış. Bunu duyan kral büyük bir üzüntü yaşamış. Kızını seven adamı çağırmış. Denizlerin kralı gelip kızı için krala yalvarmış. Onu kendi evime götürüp iyileştirmeyim demiş. Zaten umudunu yitiren kral buna izin vermiş. Aylar ve günler sonra şefkat ve merhametle iyileştirilen deniz kızı bir mucize yaşamış. Artık ayaklanmış, yemek yiyor ve konuşabiliyormuş. Bu durum karşısında bütün bir krallık şaşkınlığa uğramış. Gerçek aşklarını kanıtlayan iki genç tüm sorunlarla tek başına başa çıkabilmiş. Aşkları herkese ibret olmuş.
İlgili Kategorilerimiz Mutlaka İnceleyin:
Bu hikayeden etkilenmeyenler bana ve benim Rümeysa’ya olan sevgime tanıklık etsin..