Gesi Bağları Hikayesi
Uzun seneler ulaşımın eski binek hayvanları ile devam ettiği zamanlarda doğru düzgün iletişimin olmadığı yıllarda şehirler ve beldeler arasında kız alıp vermek oldukça zor olduğundan köyler arasında gelin giden kızlar günlerce, haftalarca hatta yıllarca ailelerini görmedikleri zamanlardan olan Gesi bağları türküsü böyle bir hikâyeyle başlamaktadır.
Ülkemizin güzel illerinden birinde olan Gesi köyü bağları ile ünlü olan yaşayan saygın bir aile komşu beldeden bir kızı gelin olarak almayı tercih ederler. Genç kız ve erkek birbirlerini sevdikleri içinde genç kızın ailesini arkasında bıraktığını onları haftalarca hatta aylarca göremeyeceğinin pek farkına varmadan mutlu ve huzurlu olacağını düşündüğü gelin olarak girdiği ev tam tersi genç kızın eziyetli günlerinin başladığını fark etmemesi başına geleceklerden habersizdir.
Türkünün Hikâyesi
Genç kız evlendiği sabahı erkenden kocasıyla olduğu odanın kapısı kırılırcasına çalınır, kapıyı çalan kaynanası ineklerin sağım vaktinin geldiğini, tavukların yemlenmesi gerektiğini, tarlanın çapalanmasına gidileceğini söyler. Genç kız daha gün doğmadan yatağından kalkar baba evinde hiç sağmadığı ineği nasıl sağacağını kaynanası sorar ve ilk tokadını bilmediği inek sağımı yüzünden kaynanasından yer burası babanın evi değil diye bağırarak sitem eder.
Kocası hiç yerinden kalkmadığı için olanları görmez. Zar zor sağmaya çalıştığı sütü de yere dökünce kaynanası daha çok hiddetlenir ve daha fazla homurdanmaya başlar. Tavukların yanından yumurtaları almakta pek kolay olmamıştır. Aldığı yumurtaların bazılarını da kırınca daha da fazla eziyet görmeye başlamıştır.
Tarlaya ilk defa giren genç kız çapa yapmayı da kocasının göstermesiyle anlamaya çalışır. Bu şekilde her sabah erkenden kalkıp aynı işleri yapar. Ama bu sırada kaynanası ve görümcesinin bitmek bilmeyen istekleri yemek yapması, çamaşırları yıkaması, çeşmeden su getirmez her gün devam bir tempo eşliğinde devam eder.
Genç Kızın İçler Yakan Öyküsü
Genç kız bir gün çocuğunun olacağını öğrenir. Annelik duygusu da ağır basınca annesini görmek ister ve kendi köyünden uzak olduğu için kocasına anasını çok özlediğini gidip onu görmek istediğini söyler. Ama koca evinde kocasının değil kayınbaba ve kaynanasının sözü geçmektedir. Genç kızın köyüne gidebilmek için 3 gün binek hayvanları ile yol gidilmesi gerekmektedir. Kayınbabası izin verse de oğluna gelinini anasına götürmesi için kaynanası yol çok uzun üstelik gebesin bebe doğsun sonra gidersin diye izin vermez.
Gesi bağları köyünden bir türlü çıkamayan genç kız ailesinden de haber alamaz aradan geçen her gün anasına olan hasreti kat ve kat artar eziyetler her gün hâlâ devam etmektedir. Çocuk doğduktan sonra tekrar kocasına( ben anamı çok özledim hem çocukta doğdu hasret kaldım ne olur beni götür )der. Kocası yine ana ve babasına söyler. Ve yine aynı cümleyle karşılaşır. Kendi köyünden birileri haber getirir ve anasının vefat ettiğini söyler. Genç kızın acısı kat ve kat artar ve Gesi köyünün uzanan bağlarına hüznünü ve acısını azaltmak için Gesi bağları türküsünü söyleyerek derdini azaltmaya çalışır. Bu türkü Gesi Bağları bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla hikaye okumak isterseniz Türküler ve Hikayeleri kategorimizi inceleyebilirsiniz.