Gözleri Görmeyen Sıpa ile Köpeğin Dostluğu Masalı
Ulu ağaçların, yemyeşil kırların ortasında bütün hayvanların bir arada yaşadığı bir çiftlik varmış. Çiftlikteki hayvanların neredeyse hepsi çok mutluymuş. Neredeyse diyoruz çünkü gözleri doğuştan görmeyen minik sevimli bir sıpa varmış. Gözleri görmediği için hiçbir hayvan onunla oynamıyormuş. Hatta konuşmuyor ve onu sürekli dışlıyorlarmış. Minik sıpa bu duruma çok üzülüyor ama elinden bir şey gelmediği için çiftliğin bir köşesinde sürekli yalnız başına oturuyormuş.
Günlerden bir gün çiftliğe yeni bir köpek gelmiş. Etrafı gezip diğer hayvanlarla tanışırken minik sıpayı görmüş. Yanına yaklaşmış ve selam vermiş. “Merhaba tanışalım mı? Ben çiftliğin yeni koruyucusuyum adım Çomar senin adın ne?” diye sormuş. Minik sıpa sesi duyunca çok şaşırmış ilk kez birisi onunla konuşuyormuş. “Merhaba benim adım yok gözlerim görmüyor diye beni dışladılar hatta bana isim bile vermediler.” demiş. Onun bu sözlerine Çomar çok üzülmüş. “Benim çiftliğimde böyle bir şey olamaz. Bundan sonra senin adın Sevimli olacak. Ayrıca ben seninle oynarım artık üzülme.” demiş.
Gösterişli kocaman çoban köpeği Çomar’ın gözleri görmeyen bir sıpa ile arkadaşlığı ilk başlarda diğer hayvanlara garip gelmiş. Çomar’ı yanlarına çağırıyor ve kendileri ile oynamasını istiyorlarmış. Sevimli’nin yalnız kalmasına gönlü razı olmayan Çomar ise gelen davetleri kabul etmiyor, minik sıpanın yanından ayrılmıyormuş. Çomar’ın kendileri ile oynamasını isteyen koyunlar, keçiler, inekler “O ne anlar oyundan, gözleri görmüyor ki!” diyorlarmış. Ama Çomar Sevimli’nin gözleri görmemesinin kesinlikle bir sorun olmadığını düşünüyor ve onunla zaman geçirmeye devam ediyormuş
Günler günleri kovalamış Çomar ve Sevimli çok yakın iki arkadaş olmuşlar. Birlikte oyun oynuyor çok eğleniyorlarmış. Onların bu yakın dostluğu diğer hayvanlara da ders olmuş. Fiziksel engellerin dost olmak için engel olmadığını öğrenmişler. Sevimli ve Çomar’ın oyunlarına onlar da katılmaya ve çiftlikte koşup oynamaya başlamışlar.
Çomar sadece Sevimli’yi hayata bağlamamış aynı zamanda diğer hayvanlara da ön yargısız olmayı canlıları fiziksel özellikleri ve engelleri ile değerlendirmemeleri gerektiğini öğretmiş. O günden sonra çiftlikte fiziksel engelli olan hiçbir canlıya karşı da ön yargılı olmamış, birlikte kardeşçe yaşamışlar.