Havuç Sevmeyen Tavşan Masalı
Ormanın kuytu köşelerinde bir yerlerde tavuklarla birlikte yaşayan bir tavşan varmış. Tavuk ve civcivlerle içli dışlı bir hayat yaşarmış. Gözlerini ilk açtığında yanında hep onları bulmuş. Kendi anne ve babasını bugüne kadar hiç tanımamış. İçinde bulunduğu bedene aldırış etmeden içinde hep bir gıdaklama hissi ile mırıldanırmış.
Günlerden bir gün, ormanın içinde gezinirken yolunu kaybetmiş. Daha önce hiç görmediği diyarlara düşmüş yolu. İçi havuç dolu bir bahçenin önünden geçmiş. Sarı sarı renkleri ile havuçlar parlayıp duruyormuş. Karnı da çok acıkmış.
“Tavuk kardeşlerim yanımda olsaydı asla bu kadar aç kalmazdım.” diye söylenmiş kendi kendisine.
“Önünde kocaman bir havuç tarlası var akıllım. Neden aç kalıyorsun?” diye bir ses duymuş.
Hemen etrafına bakınmış ama kimsecikleri görememiş. Hayal gördüğünü zannetmiş. Olduğu yere yıkılıp kalacak seviyeye gelmiş. Bir köşeye çekilip oturmuş. Birden tavuklar gibi gıdaklamaya başlamış.
“Tavuk musun sen be? Neden tavuklar gibi gıdaklıyorsun?”
Aynı sesi tekrar duyar olmuş. Fakat kimse yokmuş etrafta.
“Sen de kimsin?”
“Beni boş ver asıl sen kimsin?”
“Ben bu gördüğün kimseyim. Peki, sen neredesin?”
“Boşuna yorma kendini beni göremezsin. Neden havuç yemiyorsun?”
“Havuç mu? Ben havuç sevmem.”
“Nasıl olur bu? Bir tavşan nasıl olur da havuç yemez?”
“Tavşan mı? Tavşan da kim? Tavuğum ben.”
“Hayır, tavşansın sen, tavşan.” demiş o ses ve tavşan kendini sorgulamaya başlamış. Tavuklarla olan münasebeti sonucu kendini tavuk zannettiğinin farkına varmış. Her şeyi bir kenara bırakarak havuç tarlasına dalıp açlığını gidermeye başlamış.
Daha Fazla Çocuk Masalları İçin Kısa Masallar Kategorimizi Ziyaret Ediniz.