Karagöz ve Hacivat Hikayesi

Orhan Gazi’nin babası Osman Bey için Bursa’da büyük bir cami yaptırmak istemiştir. Bunun üzerine emrindeki birden fazla mimarı huzuruna çağırmıştır. Bu mimarlara Osman Gazi’nin anısına çok görkemli bir cami yaptırmak istediğini söylemiştir.

Bu yüzden bunlardan yapabilecekleri en güzel projeleri yapmalarını istemiştir. Kısa bir süre geçtikten sonra bütün mimarlar Orhangazi’nin huzuruna gelmişlerdir huzurunda yapmış oldukları en güzel projeleri sunmuşlardır. Bütün bu projeleri inceleyen Orhangazi içlerinden en beğendiğini seçmiş ve mimarlığını huzurunu çağırmıştır.
Daha sonra ise en iyi ustaların bulunmasını ve en kaliteli malzemelerin kullanılmasını istemiştir. Mimarbaşı ise bu Emir üzerine birkaç gün içinde ülke içindeki ustaları toplamış en kaliteli malzemeleri bulmuş ve Sultan’ın huzuruna çıkmıştır.

Daha sonra mimarbaşı Orhan Gazi’nin huzuruna çıkıp en iyi mimarları en iyi ustaları ve en iyi malzemeleri topladığını belirtmiştir. Bu durumdan çok memnun görünen Orhan Bey caminin inşaatına başlanmasını istemiştir. Bunun üzerine Orhan Bey bu caminin kendisi için çok önemli olduğunu ve bu caminin yapılışında aratan kişilerin kellesini alacağını belirtmiştir.

Bunun üzerine inşaat işlemleri hemen başlamıştır. Bu sırada Karagöz demirci ustası ve Hacivat duvar ustası olarak görevlendirilmiştir. Görevlendirilen iki usta işlerini aksatmamaları için sıkı sıkıya tembihlenmiştir. Karagöz okul okumamış ama inşaat işlerinde ustaların yanında çalışan bu sayede iyice ustalaşmış bir kişiymiş.
Hazır cevaplılığı ve tez canlılığı nedeniyle sürekli başı belaya giren Karagöz zeki olması sebebiyle bu belaları sürekli atlatılmış. Belaları atlatamadı zaman ise dostu olan Hacivat bu arkadaşına yardım edermiş. Hacivat ise bu dostunun aksine okullarda eğitim görmüş her konuda genel olarak bilgisi olan efendi biriymiş.

Karagöz ile neredeyse her konuda tartışmalar bile ikisi en iyi dostlardan biriymiş. Bu sırada Sultan’ın babası için yaptırmış olduğu caminin çalışmaları hızlı bir şekilde ilerliyormuş. Bütün insanlar var gücüyle çalışmaya devam etmişler. Bu sırada mimarbaşı ve diğer çalışanlar Hacivat ve Karagöz’ü birbirinden ayrı durmaları içinde uğraşıyorlarmış.

Ama bu durum Hacivat ve Karagöz’ün hiç hoşuna gitmiyormuş. Bir gün Karagöz mimar başının oradan ayrılmasını fırsat bilerek Hacivat’ın yanına gitmiş Hacivat ise Karagöz’ü görünce çok sevinmiş. Hacivat ve Karagöz birbirleri ile atışırken diğer işçiler de bunların başında toplanmış ve de düşmelerini izlenip eğleniyorlarmış. İnşaatta çalışan bütün işçi ve ustaların eğlencesi haline gelmeye başlamışlar.
Bunun üzerine artık mimarbaşı ne zaman inşaattan ayrılacak olsa Hacivat ve Karagöz birbirleriyle çatışmaya başlar duruma gelmişler. Diğer bütün çalışanlar da bunları izliyorlarmış. Onlar atışmaya devam ettikçe izleyiciler kendilerinden geçip yoğunluklarına unutuyorlarmış.

Bir gün ise padişah babası için yaptırmış olduğu caminin inşaatını kontrol etmek istemiş. Fakat inşaatı istediği hızdan gitmediğini görmüş. Bunun üzerine hemen mimar başına çağırmış. Mimarbaşı padişahın bu konuda ne kadar hassas olduğunu bildiği için bu durumdan korkmuş. Padişahın karşısına geçip ben ne zaman buradan ayrılsam işler yavaşlıyor ama bunun için gerekli tedbirleri alacağını belirtmiş.

Orhangazi bu durum üzerine sinirlenmiş ama yine de sorunun nedenini öğrenip çözmesi için mimar başına süre vermiş. Mimarbaşı yine bir gün malzeme almaya gidiyorum deyip inşaattan ayrılmış. Ama mimarbaşı hemen yakınında olan bir tümseğin arkasına gizlenmiş ve işçileri izlemiş. Burada görmüş olduğu şey Hacivat ve Karagöz’ün atışmaya başlaması olmuş. Bu atışmanın üzerine bütün çalışanların onları izlediğini fark etmiş.
Mimarbaşı bu durumu görünce hemen Orhangazi’nin yanına gitmiş. Padişaha bütün olup bir anlatmış. Bunu duyan Orhangazi ise çok fazla sinirlenmiş ve bu iki işçinin asılmasını emretmiş. Bu iki kişi asıldığı zaman diğerlerine de ders olacağını düşünmüş. Hacivat ile Karagöz çalıştıkları inşaattan alınarak asılmışlar.
Bunun üzerine bütün kent içerisinde büyük bir üzüntü yerini almış. İnsanlar şefkatli olan padişahlarının böyle bir şey yapmasına üzülmüşler ve bu üzüntüyü padişahlarına hissettirme işler. Orhangazi ise bunun üzerine vicdan azabı duymaya başlamış. Padişahın bu üzüntüsünü gören şey kuşları ise bu üzüntüyü hafifletmek için kendince Hacivat ve Karagöz kuklasını canlandırmış.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu