Keloğlan ve Kıskanç Pazarcı Masalı
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken zamanların birinde bir tane kral ile bir tane Keloğlan varmış. Bir gün Keloğlan her zaman olduğu gibi pazarda tarlalarından topladığı ürünleri satıyormuş. Kralın zabıtaları da pazarda denetleme yapıyormuş. Keloğlan’ın tezgahının yanında Keloğlan’ı çok kıskanan bir pazarcı varmış. Keloğlan ondan daha çok kazandığı için Keloğlan’ı kıskanırmış. Bu kıskançlığı onu bir plan yapmaya itmiş. Kıskanç pazarcı, Keloğlan’ın terazisini bozmaya karar vermiş. Bunun için Keloğlan’ı oyalaması gerekiyormuş. Keloğlan’a dönerek:
“Keloğlan benim terazim bozuldu sanırım bir bakar mısın?” demiş.
Keloğlan da hemen yardımcı olmak istemiş ve kıskanç pazarcının tezgahına gitmiş. Tam da bu sırada kıskanç pazarcı, Keloğlan’a tezgahına bakabileceğini ve rahatlıkla terazisini tamir edebileceğini söylemiş. Kıskanç pazarcının planının ilk kısmı başarıyla işlemiş. Keloğlan’ın terazisini bu sırada bozan kıskanç pazarcı mutluluktan uçacakmış. Keloğlan da kıskanç pazarcıya:
“Komşu, terazin bozuk değil sadece vidası gevşemiş kullanabilirsin” demiş.
Kıskanç pazarcı hiç bozuntuya vermeden şaşırıp teşekkür etmiş ve kendi tezgahına geçmiş. Bu sırada pazarda teftiş yapan kralın zabıtaları terazileri kontrol ediyormuş ve mal çalan satıcılara ceza kesiyormuş. Zabıta önce kıskanç pazarcının tezgahına gitmiş. Terazisini, tezgahını, temizliğini kontrol etmiş ve tam not vermiş. Buradaki teftiş bittikten sonra sıra Keloğlan’a gelmiş. Keloğlan da kendinden eminmiş. Çünkü bugüne kadar pazardaki en iyi tezgah ona aitmiş. Hatta bu konuda ödüller de almış. Kralın zabıtaları, Keloğlan’ın tezgahını beğenmiş ve tam not vermiş. Fakat sıra terazinin kontrolüne geldiğinde bir bozukluk fark etmişler. Terazi olması gerekenden 75 gram eksik tartıyormuş. Zabıtalar bunu görünce hemen ceza kesmişler. Keloğlan, ne olduğunu anlamamış.
Kesilen ceza o kadar fazlaymış ki bu ceza Keloğlan’ın neredeyse bir yıllık kazancına eşitmiş. Kral böyle şeyleri de hiç affetmiyormuş. Cezayı ödemezse de hapse girecek olan Keloğlan kara kara düşünmeye başlamış. Düşüncelere dalmış yürürken ayağına bir tane bileklik takılmış. Ne olduğuna anlam verememiş, bilekliği takıp bilekliğin ne işe yaradığını anlamaya çalışırken bilekliği takmasıyla bir peri çıkmış karşısına. Keloğlan’ın bulduğu bileklik sihirliymiş. Bileklikten çıkan peri Keloğlan’a:
“Çözemediğin bir derdi çözme hakkı veriyorum sana ne istersin?” demiş.
Keloğlan da durumu anlatmış. Peri bütün olayları ona göstermiş. Keloğlan, pazardaki komşusunun bunu yaptığına çok şaşırmış. Hemen gitmiş durumu önce kralın zabıtalarına anlatmış. Onlar da krala anlatmış. Kraliyet yasaları gereği Keloğlan affedilmiş ve ona bunu yapan kıskanç pazarcı da zindana atılmış. Keloğlan da bilekliği ile beraber bir ömür mutlu bir şekilde yaşamış.
Daha fazla masal okumak isterseniz Hikaye Oku kategorimizi inceleyebilirsiniz.