Kibirli İğne Masalı
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok uzaklarda bir şatoda yaşayan bir iğne varmış.
Bu iğne öyle kibirliymiş ki hiç kimseleri beğenmez hep kendisinin üstün olduğunu söylermiş. Kim benim gibi ince, narin ve parlak, hiç benim gibi parlak bir iğne gördünüz mü? diye kendini över dururmuş. Hatta onu diken parmaklara bile yukarıdan bakarmış. Bu parmaklar bana hizmet etmek için var dermiş. Bir gün şatonun hizmetçilerinin terliği yırtılmış onlar da hemen iğneye iplik takmışlar dikmeye başlamışlar bizim iğne ise hemen söylenmeye başlamış.
– benim gibi parlak güzel narin bir iğne hizmetçilerin terliğini diksin olacak iş değil demiş. Bugünleri göreceğime kırılıp gitseydim daha iyiydi demiş.
Dediği gibi de terliği dikerken ortadan ikiye çıt diye kırılmış. Büyük bir feryat figan içinde bağırmaya başlamış ama nafile onu kimse duymazmış.
Hizmetçiler de hay aksi kırılacağı tuttu iğnede çok dayanıksızmış demişler. İğne sinirli bir şekilde söylenmeye devam ediyormuş.
– Hem beni kırıyorlar hem de suçu bana atıyorlar böyle aşağılanma görmemiştim daha önce demiş. Beceriksizliklerini benden biliyorlar. Benim gibi bir iğnenin değerini bilemediler demiş.
İğne ortadan ikiye kırıldığı halde hala kendisini çok değerli zannediyormuş. Başına geleceklerden habersizmiş. Az sonra hizmetçilerden biri gelip iğneyi alıp eski demir eşyalarının yanına götürüp atmış.
İğne neye uğradığını şaşırmış.
– Hey durun sizi değersiz insanlar siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Benim gibi değerli bir iğneye narin bir iğneye bu yapılır mı? Bana bakın beni duymuyor musunuz? diye bağırmış.
İğne ne kadar bağırsa da onu hiç kimse duymuyormuş. Eski eşyaların arasındaki bir çaydanlık onunla konuşmuş.
– Hey niye bağırıp duruyorsun başımız şişti burada demiş. Buraya gelen artık çıkar mı zannediyorsun? Seni buraya getirdiklerinden sonra çürüyüp gidersin. Hiç kimse de seni duymaz demiş. İğne tepki göstermiş:
– Sen ne söylüyorsun Ben senin gibi değersiz eski bir çaydanlık değilim. Görmüyor musun ben nasıl parlak ve narinim? Beni buradan muhakkak alıp götürecekler merak etme demiş.
Çaydanlık kahkaha içinde cevap vermiş.
– Umarım dediğin gibi olur.
İğne günlerce hatta aylarca birisinin onu almasını beklemiş ama ne gelen varmış ne de giden. Üstelik parlak bedeni artık küflenmeye başlamış. İğne artık o günden sonra anlamaya başlamış meğerse kendisi değerli bir varlık değilmiş. Kendini meğerse ne kadar çok gözünde büyütmüş. Yaptığından çok utanmış kimseyi beğenmemenin sonu buymuş.
Daha Fazla Çocuk Masalları İçin Çocuk Masalları Kategorimizi Ziyaret Ediniz.