Küçük Kurbağanın Can Sıkıntısı Masalı
Küçük kurbağa o gün çok dertliydi. Arkadaşlarını aramış ama hiçbirini bulamamıştı. Dere kenarında bir yaprağın üstünde kendi kendine oturmuş öylece somurup duruyordu. Bunu fark eden anne kurbağa zıplayarak oğlunun yanına gitti. “Neden bu kadar üzgün duruyorsun yavrum?” diye sordu.
Küçük kurbağa annesine bakarak vırakladı: “Arkadaşlarımın hiçbiri benimle oynamaya gelmiyor. Biri hastaymış, dışarı çıkamıyor. Diğeri ailesi ile misafirliğe gitmiş. Ben de böyle yapayalnız kaldım. Canım çok sıkılıyor, ne yapacağımı bilemiyorum. Arkadaşlarım olmadan gün nasıl geçer ki?” Bunu söyleyerek ağlayan küçük kurbağa ayaklarını suya vurmaya başlamış. O kadar hızlı vuruyormuş ki suyun içindeki balıklar korkarak bir o yana bir bu yana kaçışmaya başlamışlar.
Anne kurbağa gülümseyerek oğluna bakmış. “Şu anda ne yaptığının farkında mısın küçük oğlum?” diye sormuş. Küçük kurbağa şaşırarak durmuş: “Yo, ne yapıyorum anneciğim?”
“Sana arkadaş olabilecek balık dostları kaçırıyorsun.”
“Onlarla nasıl arkadaş olabilirim ki? Onlar balık! Bense kurbağayım! Kocaman bir kurbağa!” diye bağırmış küçük kurbağa şaşkınlıkla.
“Eğer onları korkutmazsan onlarla da oynayabilirsin oğlum,” diyerek ayaklarını tıpkı oğlu gibi suya daldırmış annesi. Biraz bekleyince balıklar yine onlara doğru yüzmeye başlamış. Anne kurbağa ayaklarını yavaşça hareketlendirince balıklar kaçar gibi ters tarafa yüzmüşler. Anne kurbağa tekrar durmuş, balıklar yine ona doğru yüzmüşler. Ve anne kurbağa bir daha ayaklarını oynatınca tekrar kaçar gibi yapmışlar. Ama anne kurbağa o kadar kibar ve yavaş şekilde yapıyormuş ki ayak çırpma hareketini, balıklar bunun bir oyun olduğunu anlayarak bir ileri bir geri yüzmeye başlamışlar. Küçük kurbağa bu muhteşem görüntü karşısında kahkahalar atmaya başlamış. “Anneciğim, bu ne güzel bir oyun böyle! Bir balıkla arkadaş olunabileceğini hiç düşünmemiştim ben!”
Anne kurbağa oğluna yine gülümsemiş: “Dikkatli olduğun sürece herkesle arkadaş olabilirsin oğlum. Yeter ki ne sen onları korkut ve canlarını acıt ne de onların sana zarar vermelerine izin ver. Çevremize bir bak, bunun gibi ne kadar çok arkadaş olabileceğin şey var!”
Küçük kurbağa çevresine bakınmış ama hışırdayan otlardan, bulutlardan ve güneşten başka bir şey görememiş. Bunu annesine söyleyince annesi bir sıçrayışta otların arasına dalmış. Yemyeşil otlar rüzgârda öyle güzel sallanıyormuş ki güneş ışığı bir o yana bir bu yana gidiyormuş aralarında. Anne kurbağa oğluna bağırmış: “Haydi güneş ışığını yakalayalım!” Bunu söyleyerek güneş ışığının olduğu tarafa zıplamış. Ama rüzgâr esince otlar hareketlenmiş ve ışık diğer tarafa kayıvermiş.
Anne kurbağa da ışığın olduğu tarafa zıplamış. Küçük kurbağa birden annesinin ne demek istediğini anlamış. Yalnız olsa bile kendi kendine yapabileceği birçok eğlenceli şey bulabilir ve zamanını somurtarak oturmaktan daha güzel bir şekilde geçirebilirmiş. O da annesinin arkasından kahkahalarla zıplayarak otların arasında oynamaya başlamış.
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.