NİCHOLAS WİNTON: “İNSANLIĞIN SESSİZ KAHRAMANI”

Nicholas Winton: “İnsanlığın Sessiz Kahramanı”

1938 yılının sonlarında, Avrupa karanlık bir döneme sürükleniyordu. Nazi Almanyası, Çekoslovakya’yı işgal etmiş ve Yahudi topluluklarına yönelik baskılar artmıştı. İşte tam bu dönemde, bir adam tarihin akışını değiştirecek bir karar aldı: Nicholas Winton.

Winton, 29 yaşında bir İngiliz bankacıydı. 1938 yılının Aralık ayında, kayak tatili yapmak için İsviçre’ye gitmeyi planlıyordu. Ancak bir arkadaşı ondan Çekoslovakya’ya gelip mülteci kamplarındaki durumu görmesini rica etti. Nicholas, bu daveti kabul etti ve o kamplarda gördükleri, hayatının dönüm noktası oldu.

Kamplarda yüzlerce Yahudi çocuk vardı. Aileleri, Nazi zulmünden kaçarak Çekoslovakya’ya sığınmıştı ama her an Nazi askerlerinin saldırısına uğrama tehlikesi altındaydılar. Çocukların gözlerindeki korku ve belirsizlik, Nicholas Winton’ın içini sızlattı. O anda, bu çocukları kurtarması gerektiğini biliyordu.

Winton, İngiltere’ye döndükten sonra hummalı bir çalışmaya başladı. Çekoslovakya’daki çocukların güvenli bir şekilde İngiltere’ye götürülmesini sağlayacak bir plan hazırladı. Ancak bu, hiç de kolay değildi. İngiliz hükümeti, çocukların ancak evlat edinilecek aileler bulunursa ülkeye kabul edileceğini söylüyordu. Nicholas, tüm boş zamanlarını bu çocuklar için evlat edinecek aileler bulmaya adadı. Gazetelere ilanlar verdi, tanıdıklarına ve sivil toplum kuruluşlarına mektuplar yazdı. Kendi cebinden masrafları karşıladı ve her çocuğun kimlik belgelerini hazırladı.

1939 yılında, Nicholas’ın çabaları meyvesini verdi ve ilk tren, 20 çocukla birlikte Londra’ya ulaştı. Ardından birçok tren daha yola çıktı. Winton, toplamda 669 çocuğu Nazi Almanyası’nın gaz odalarından ve toplama kamplarından kurtardı. Ancak bir tren daha vardı ki Nicholas için en acı anılardan biri haline gelecekti. Savaşın patlak vermesiyle 250 çocuğu taşıyan son tren Prag’dan yola çıkamadan durduruldu ve o çocukların büyük çoğunluğu bir daha asla bulunamadı.

Nicholas Winton, yaptığı kahramanlığı uzun yıllar kimseye anlatmadı. Yaptıklarını bir başarı öyküsü olarak görmüyor, “Sadece yapılması gerekeni yaptım” diyordu. 1988 yılında, eşi Grete Winton, Nicholas’ın eski eşyalarını karıştırırken bir defter buldu. Bu defterde, kurtardığı çocukların isimleri ve fotoğrafları vardı. Eşi bu olayı medyaya bildirdi ve Nicholas’ın hikayesi nihayet tüm dünyaya yayıldı.

Bir televizyon programında, program yapımcıları Nicholas’ı sahneye çıkardı. O sırada salonda oturan birçok kişi ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı. Meğer bu insanlar, Nicholas Winton’ın kurtardığı çocuklardı; şimdi yetişkin olmuşlardı ve hayatta olmalarını ona borçluydular.

Nicholas Winton, 2003 yılında Kraliçe II. Elizabeth tarafından şövalye ilan edildi. 2015 yılında, 106 yaşında hayatını kaybettiğinde, arkasında sadece 669 çocuğu değil, onların torunları ve aileleriyle birlikte binlerce insanı hayatta bırakmıştı.

Nicholas Winton’ın hikayesi, cesaretin, merhametin ve insanlığın en zor zamanlarda bile parlayabileceğinin unutulmaz bir kanıtı olarak tarihe geçti. O, hiçbir madalya ya da övgü beklemeden hayatları kurtardı — gerçek kahramanlık işte budur.

1938 yılının sonlarında, Avrupa karanlık bir döneme sürükleniyordu. Nazi Almanyası, Çekoslovakya’yı işgal etmiş ve Yahudi topluluklarına yönelik baskılar artmıştı. İşte tam bu dönemde, bir adam tarihin akışını değiştirecek bir karar aldı: Nicholas Winton.

Winton, 29 yaşında bir İngiliz bankacıydı. 1938 yılının Aralık ayında, kayak tatili yapmak için İsviçre’ye gitmeyi planlıyordu. Ancak bir arkadaşı ondan Çekoslovakya’ya gelip mülteci kamplarındaki durumu görmesini rica etti. Nicholas, bu daveti kabul etti ve o kamplarda gördükleri, hayatının dönüm noktası oldu.

Kamplarda yüzlerce Yahudi çocuk vardı. Aileleri, Nazi zulmünden kaçarak Çekoslovakya’ya sığınmıştı ama her an Nazi askerlerinin saldırısına uğrama tehlikesi altındaydılar. Çocukların gözlerindeki korku ve belirsizlik, Nicholas Winton’ın içini sızlattı. O anda, bu çocukları kurtarması gerektiğini biliyordu.

Winton, İngiltere’ye döndükten sonra hummalı bir çalışmaya başladı. Çekoslovakya’daki çocukların güvenli bir şekilde İngiltere’ye götürülmesini sağlayacak bir plan hazırladı. Ancak bu, hiç de kolay değildi. İngiliz hükümeti, çocukların ancak evlat edinilecek aileler bulunursa ülkeye kabul edileceğini söylüyordu. Nicholas, tüm boş zamanlarını bu çocuklar için evlat edinecek aileler bulmaya adadı. Gazetelere ilanlar verdi, tanıdıklarına ve sivil toplum kuruluşlarına mektuplar yazdı. Kendi cebinden masrafları karşıladı ve her çocuğun kimlik belgelerini hazırladı.

1939 yılında, Nicholas’ın çabaları meyvesini verdi ve ilk tren, 20 çocukla birlikte Londra’ya ulaştı. Ardından birçok tren daha yola çıktı. Winton, toplamda 669 çocuğu Nazi Almanyası’nın gaz odalarından ve toplama kamplarından kurtardı. Ancak bir tren daha vardı ki Nicholas için en acı anılardan biri haline gelecekti. Savaşın patlak vermesiyle 250 çocuğu taşıyan son tren Prag’dan yola çıkamadan durduruldu ve o çocukların büyük çoğunluğu bir daha asla bulunamadı.

Nicholas Winton, yaptığı kahramanlığı uzun yıllar kimseye anlatmadı. Yaptıklarını bir başarı öyküsü olarak görmüyor, “Sadece yapılması gerekeni yaptım” diyordu. 1988 yılında, eşi Grete Winton, Nicholas’ın eski eşyalarını karıştırırken bir defter buldu. Bu defterde, kurtardığı çocukların isimleri ve fotoğrafları vardı. Eşi bu olayı medyaya bildirdi ve Nicholas’ın hikayesi nihayet tüm dünyaya yayıldı.

Bir televizyon programında, program yapımcıları Nicholas’ı sahneye çıkardı. O sırada salonda oturan birçok kişi ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı. Meğer bu insanlar, Nicholas Winton’ın kurtardığı çocuklardı; şimdi yetişkin olmuşlardı ve hayatta olmalarını ona borçluydular.

Nicholas Winton, 2003 yılında Kraliçe II. Elizabeth tarafından şövalye ilan edildi. 2015 yılında, 106 yaşında hayatını kaybettiğinde, arkasında sadece 669 çocuğu değil, onların torunları ve aileleriyle birlikte binlerce insanı hayatta bırakmıştı.

Nicholas Winton’ın hikayesi, cesaretin, merhametin ve insanlığın en zor zamanlarda bile parlayabileceğinin unutulmaz bir kanıtı olarak tarihe geçti. O, hiçbir madalya ya da övgü beklemeden hayatları kurtardı — gerçek kahramanlık işte budur.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu