Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Saklı Dinozorlar Ülkesi Masalı

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, çok eski zamanlarda yaşayan renkli gövdeli, uzun kuyruklu, iri cüsseli dinozorlar varmış. Bu dinozorlar sanıldığı gibi öyle korkunç canlılar değilmiş. Herkes tarafından çok sevilirlermiş. Kimseye kötülükleri dokunmaz, dost canlısı varlıklarmış. Ama dinozorların bir özelliği varmış. Dinozorlar diğer canlılardan çok daha büyük oldukları için dünyadaki her şey onlar için çok küçükmüş.

Diğer hayvanlar, bitkiler, insanlar, dağlar, tepeler bile onların yanında küçücük kalırmış. Üstelik tek sorun da bu değilmiş. Dinozorlar yürüdüğü yerde yeri sarsıyorlarmış. Diğer canlılar bu durumdan rahatsız olsalar da dinozor dostları kırılmasın diye bir şey söyleyemiyorlarmış. Bu iri cüsseli hayvanlar acıktıkları zaman ağaçlarda, tarlalarda ne varsa tek seferde yiyip bitiriyorlarmış. Karınlarını doyurmak hiç kolay değilmiş. Gitgide dünyadaki bütün yiyecekler tükenmeye başlamış. Bütün canlılar çok zor durumda kalmışlar. Ne ağaçlarda meyve kalmış ne de tarlalarda sebze kalmış.

Dinozorlar bu durumu bilseler de ellerinden hiçbir şey gelmiyormuş. Üstelik sorunlar bu kadar değilmiş. En büyük sorun dinozorlar büyük oldukları için hiçbir yere sığmıyorlarmış. Diğer hayvanların kimisi ağaçta, kimisi suyun altında, kimisi mağaralarda, kimisi toprağın altında yaşarmış. Ama bu dev canlıların bir yuvaları dahi yokmuş. Dağlardan, mağaralardan bile büyük oldukları için onların içine bile yuva yapamıyorlarmış. Artık bu durum canlarına tak etmiş.

Dinozorlar büyük bir toplantı düzenlemişler. İçlerindeki en yaşlı olan bilge dinozor konuşmaya başlamış.

– Sevgili dinozor dostlarım. Bugün buraya çok önemli sorunlarımızı tartışmak için geldik. Biliyorsunuz dünyayı çok seviyoruz, diğer dostlarımızı da çok seviyoruz ancak görüyorsunuz bu dünya bizim için uygun değil. Biz bu dünyada ne kendimize göre bir yuva ne de yiyecek bulabiliriz. Karnımızı doyururken yiyecekleri hızlı tüketiyoruz. Böyle sürerse hem biz hem de diğer dostlarımız açlıktan ölecek. Benim tavsiyem kendimize uygun bir yuva bulmalıyız demiş.

Diğer bütün dinozorlar bilge dinozora hak vermişler. Hepsi aynı fikirdeymiş. Ertesi gün bütün dostlarına veda etmişler ve yola koyulmuşlar. Bütün dostları gidecekleri için çok üzülmüş olsalar da dinozorların bu kararını haklı bulmuşlar ve kabul etmişler. Zaten başka çareleri de yokmuş.

Dinozorlar yeni bir yuva bulma ümidiyle gece gündüz demeden gitmişler. Aylarca süren bu yolculuklarının sonunda karşılarına tam da kendilerinin sığacağı şekilde parıltılar içinde bir kapı çıkmış. En önden giden yeşil benekli dinozor kapıyı aralamış. Dinozorlar bu kapıdan içeriye girip gözlerine inanamamışlar. Bu ülke sihirli bir ülkeymiş tam da istedikleri gibi her şey büs büyükmüş. Envaı çeşit dev ağaçlar, envaı çeşit dev sebze ve meyveler, kendilerine uygun yuvalar varmış. Devasa büyüklükteki dağların arasından gürül gürül akan büyük bir dere varmış. Dinozorlar tam da kendi istedikleri gibi bir yuva buldukları için çok mutlu olmuşlar. Artık aramızda göremediğimiz dinozor dostlarımız bu gizli dünyalarında sonsuza kadar mutlu ve huzurlu yaşamışlar.

Daha Fazla Çocuk Masalları İçin Hikaye Oku Kategorimizi Ziyaret Ediniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu