Sihirli Elbiseler ile Gerçekleşen Hayaller
Uzak diyarların birinde küçük bir kasaba varmış. Bu kasaba halkı aksi ve mutsuz insanlardan oluşmaktaymış. Bu kasabada kimse kimseye gülmez, kimse kimsenin yardımına yetişmez, kimse kimsenin halinden anlamazmış. Gün boyu herkes asık suratları ile işlerini yapar sonrada gece olunca herkes kendi evinde mutsuz bir biçimde uykuya dalarmış.
Bu kasabanın bir terzisi varmış. Bu terzi kasaba halkının bu durumundan hiç hoşnut değilmiş. Her gün ne yapabilirim düşüncesi beynini kemirirken bir gün kasaba halkı için özel elbiseler dikmeyi ve bu elbiseler sayesinde herkesin mutlu bir insan olmasını sağlayabileceği fikrine kapılmış.
Bizim terzi başlamış var gücüyle kasaba halkına elbiseler dikmeye. Günler geceler boyu uğraşmış. En son elbiseyi diktiği günün sabahında tüm kasaba halkına ücretsiz olarak elbiseler dağıtacağını duyurmuş. Ertesi sabah somurtuk ve mutsuz yüzleri ile terziye gelen kasabalılar elbiselerini alarak terzinin dükkânından ayrılmışlar. Terzinin tek bir isteği varmış. Tüm kasaba halkının belirlenen günde eksiksiz olarak dikmiş olduğu elbiseleri giymesini istemiş.
Elbiselerin giyileceği gün geldiğinde terzi çok heyecanlıymış. Büyük bir heyecan ile yatağından kalkarak kasabada gezinmeye başlamış. Bir de ne görsün… gözlerine inanamamış. Kasaba halkı onun diktiği elbiseler içerisindeymiş. Evet aslında beklediği şey de tam da buymuş. Beklenmedik olan ise, kasaba halkının gülen yüzleri, birbirlerine yardım eden halleri, herkesin birbiri ile hoş sohbeti ve daha neler neler…
Terzi gün boyu şaşkınlık içerisinde dolandıktan sonra dükkânına geri dönmüş. Bu işin sırrını kendisi bile bilmediği için meraklar içerisinde kıvranıyormuş. Günlerdir elbise diktiği için oturduğu koltuğunda uyuyakalmış. Uykusunda onun yanına gelen bir melek, ona gayretinden ötürü teşekkür ettikten sonra tüm olan biteni terziye anlatmış.
‘’ Sen her gece elbiseleri diktikten sonra bizler arkadaşlarımla gelerek elbiseleri büyüledik. Senin çabana karşılık olarak o elbiseleri giyen kişilerin iyi huylu, mutlu ve huzurlu olması için elbiseleri mühürledik demiş.’’
Ertesi sabaha kadar deliksiz bir biçimde uykusuna devam eden terzi uyandığında gördüklerinin rüya olmasından çok korkmuş. Bir hışımla kendisini kasaba meydanına atarak halkın durumunu kontrol etmiş. Halk tıpkı dün gördüğü gibi davranmaktaymış. Herkesin birbirine yardım ettiği, kimsenin kimseyi kırmadığı, güler yüzün ve tatlı dilin hâkim olduğu bir kasaba ortaya çıkmış. Terzi yapılan hiçbir emeğin boşa gitmeyeceğini ve eğer güzel şeyler istenilirse meleklerin mutlaka yardıma geleceğini artık çok daha iyi biliyormuş.
Çok güzel