Customise Consent Preferences

We use cookies to help you navigate efficiently and perform certain functions. You will find detailed information about all cookies under each consent category below.

The cookies that are categorised as "Necessary" are stored on your browser as they are essential for enabling the basic functionalities of the site. ... 

Always Active

Necessary cookies are required to enable the basic features of this site, such as providing secure log-in or adjusting your consent preferences. These cookies do not store any personally identifiable data.

No cookies to display.

Functional cookies help perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collecting feedback, and other third-party features.

No cookies to display.

Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics such as the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.

No cookies to display.

Performance cookies are used to understand and analyse the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.

No cookies to display.

Advertisement cookies are used to provide visitors with customised advertisements based on the pages you visited previously and to analyse the effectiveness of the ad campaigns.

No cookies to display.

Sincap Zeliş’in Pişmanlığı Masalı

Bir zamanlar yağmur ormanlarında yaşayan sincap kardeşler Aliş ve Zeliş, tüm günlerini birbiriyle geçirir birbiri olmadan hiçbir şey yapmazlardı. Yine yağmurlu günlerden birinde Zeliş Aliş’e çok acıktığını söyledi ve yiyecek aramak için ormanın derinliklerine daldılar. Yağmur o kadar artmıştı ki sırılsıklam olmuşlar ve çok yorulmuşlardı. Açlıktan artık karınlarında zil çalmaya  başlmaıştı. Bitkin ve yorgun halde giderken Zeliş bir anda dev ağacın tepesinde asılı kalmış bir meşe palamudu olduğunu gördü. Ama yalnızca bir tanecik meşe palamudu vardı.

Düşünmeye başlayan Zeliş, eğer abime ağacın tepesinde meşe palamudu olduğunu söylersem bu meşe palamudunu onunla paylaşmak zorunda kalırım. Oysa Aliş’e söylemezse bu koca palamudu tek başıma yiyip karnımı doyurabilirim diye düşünmeye başlayan Zeliş’in aklına bir fikir geldi. Eğer Aliş’i bir bahane ile oradan uzaklaştırırsa meşe palamudunu tek başına yemeyi başarabilirim diye düşündü. Ardından Aliş’e dönerek; ‘’Abiciğim ben yoruldum ve çok susadım. Artık yürüyecek dermanım kalmadı. Bana şu ilerideki dereden su getirebilir misin?’’ dedi.

Aliş, abilik iç güdüsü ile:’’ Tamam kardeşim. Sen burada bekle, ben hemen sana su alıp geleceğim.’’ Diyerek dereye doğru yürümeye başladı. Durumu fırsat bile Zeliş, meşe palamudunu almak için hızla dev ağacın tepesine tırmanmaya başladı. Tam palamuda ulaştı ki, bir de ne görsün tam arkasında bir tilki kurnaz kurnaz sırıtıyordu. Zeliş panikle, ‘’ Yalvarırım bana dokunma.’’ Dedi. Bir anda kahkaha sesiyle ormanı titreten tilki, seni zavallı sincap sen bu meşe palamudunu tek başına midene indirmek için abini kandırdın. Şimdi burada yalnız kaldın. Söyle seni benim elimden kim kurtaracak?’’ dedi. Zavallı Zeliş can havli ile, ‘’Abiciğim koş yetiş, beni kurtar. Burada zalim bir tilki var.’’ Diye haykırmaya başladı.

Kardeşinin sesini duyan sincap Aliş, ne yapacağını bilemez bir şekilde kardeşi Zeliş’e doğru koşmaya başladı. Koşarken, ‘’geliyorum Zeliş, sakın korkma seni kurtaracağım diye kardeşini teselli etti. Kardeşinin sesinin geldiği yere ulaşan Aliş, bir de ne görsün? Kurnaz tilki Zeliş’i sıkıştırmış yemek üzereydi. Aliş, hiç düşünmeden kardeşini kurtarmak için tilkinin üzerine atladı. Her tarafı yara bere içinde kalan Aliş, sonunda kurnaz tilkiyi alt etmeyi başardı. Abisinin kendini korumak için canı pahasına tilkinin üzerine atladığını gören zeliş hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ne olduğuna anlam veremeyen Aliş, ‘’Korkma Zeliş artık güvendesin, abin yanında.’’ diye Zeliş’i teselli etti.

Zeliş, hayır abi ben onun için ağlamıyorum. Ben aç gözlülük edip ağaçta gördüğüm meşe palamudu tek başıma yemek için seni bilerek dereye gönderdim. Sen ise beni kurtarmak için canın pahasına tilki ile boğuştun. Aç gözlülük yaptığım ve sana yalan söylediğim için çok pişmanım. Beni affet abiciğim diyerek abisine sarıldı. Zeliş’in çok pişman olduğunu göre Aliş onu affetti. Zeliş o günden sonra hiç aç gözlülük yapmadı ve abisine hiç yalan söylemedi.

Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu