Tavşan Ruby’nin Okul Heyecanı
Tavşan Ruby o gün çok heyecanlıydı. Okula başlayacak ve yepyeni arkadaşlar edinecekti. Anne babasının okul ihtiyaçları için yaptığı alışverişten de çok ama çok mutlu olmuştu. Pazar günü çok çabucak geçmişti. Onun için.
Alışveriş yapıldı ve banyosunu yaptı. Anne babasına iyi geceler öpücüğünü verdikten sonra doğruca yatağına girdi erkenden. Ne de olsa tarın sabah erkenden kalkarak okula gitmeliydi.
Onun bu panik halleri ve okul için yaşadığı tatlı heyecanı anne babasını çok eğlendirmiş ve güldürmüştü. Ama bir yandan da Ruby’nin okul heyecanı onları gururlandırıyordu.
Okulu bu kadar çok sevmesi içten içe Onun başarılı da olacağı hissini oluşturdu anne babasında. Onlar neşeyle konuşurlarken içerden Ruby” alarmı kurmayı unutma anneee!” diye bağırıyordu.
“Tamam Ruby! Unutmam merak etme” diye cevap verdi annesi. Bayan Pufy oğlunun heyecanını anlayabiliyordu. Özenle oğlunun kıyafetlerini hazırladı, saatin alarmını kurdu ve ışığı kapatarak erkenden yatıp uyumaya karar verdi. Yarın önemli bir gün olacaktı.
Sabah daha alarm bile çalmamıştı. Bayan Pufy oğlunun sesiyle uyandı, gözlerini ovaladı. “Efendim oğlum “diyerek yatağından doğruldu. Aynı şekilde Bay Boby de kalktı. Hava henüz aydınlanmamıştı bile. Neşeyle hep birlikte kahvaltı hazırladılar.
Ruby’nin küçük kardeşi Tavşan Rufy ise içerde her şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyordu. Annesi onun uyanmaması için yavaşça hareket ediyor ve biraz sessizce konuşuyordu. O sırada, Ruby öylesine hızlı kahvaltısını ediyordu ki Bay Boby uyarmak zorunda kaldı.
Annesinin elinden tutmuş, çantası sırtında heyecanla okulun yolunu tutmuştu bizim tatlı Rubycik. Okulun bahçesi tıpkı kendisi gibi okula yeni başlayan heyecanlı öğrencilerle doluydu.
Zil çalınca annesine bahçe kapısında veda eden Ruby doğruca kendilerine anons edilen sınıfa girdi yeni arkadaşlarıyla beraber. Ve işte o beklenen an…
Aradan zaman geçti. Bayan Pufy evde gülümseyerek oğlu Ruby’i düşünüyordu. Derken telefon çaldı.
Koşarak telefona bakan Bayan Pufy okuldan arandığını duyunca bir an şaşırdı. Ürktü ve korktu da. Okula davet edilince hiç durur mu? Koşarak çıktı evden ve elbette minik bebeği Tavşan Rufy’yi de yanına alarak.
Ayakları dolanıyor ve heyecandan nefes almakta zorlanıyordu. Bir şey olmasa çağırmazlardı. İçeri nasıl girdiğini hatırlamıyordu. Müdire hanımın odasında birkaç öğrenciyle birlikte oğlu Ruby’yi de gördü. Bir şeyi yoktu.
Annesi derin bir nefes alan Ruby koşarak annesine sarıldı. Hıçkırarak ağlıyordu. Müdire hanım olanı biteni anlattı. Sadece Ruby değil diğer öğrenciler de annesinin yanındaydı.
Meğer teneffüs saatinde top oynarken topa vurarak camı kıran bir öğrenci o anda onlarla birlikte top oynamakta olan Ruby’e atmıştı suçu.
Okulun daha ilk gününden bu olayı yaşayan zavallı Ruby haksız yere öğretmenden azar işitince arkadaşıyla birbirine girmiş, kavgadan onları zor ayırmışlardı. Bayan Pufy bu durumun yaşandığına inanamıyordu. Oysa ki Ruby ne kadar da heyecanlıydı okul için.
Böyle olması hiç iyi olmamıştı. Gözleri şişmişti ağlamaktan Ruby’nin. Çok üzgün olduğu her halinden belliydi. Neyse sonunda olay tatlıya bağlanmıştı. Tilki Uzunkuyruk hatasını anlamış ve af dilemişti arkadaşından.
Okulun ilk günü kötü başlasa da güzel bir şekilde bitmişti sonunda. Ruby böyle hayal etmemiş olsa da.
Eve dönerken Ruby annesine heyecanla olayı anlatıyordu. Yanında gülerek dinleyen ise Tilki Uzunkuyruk. İnanır mısınız buna? Tilkicik hatasını anlamıştı ve bir daha asla iftira atmayacaktı arkadaşlarına. Böylece mutlu bir şekilde ayrıldılar.
Yarın yeniden görüşmek üzere vedalaştılar. Siz, siz olun çocuklar asla ve asla bir hata yaparsanız başkasına iftira atmayın ve her zaman doğruyu söyleyin, söz mü?
Siz değerli okurlarımızın yorumlarını bekliyoruz lütfen yorum yapmayı unutmayınız 🙂
Daha fazla masal okumak isterseniz Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.