Tembeller Ülkesinde Çalışkan Olmak
Dere tepe düz gittikten sonra varılan bir ülkede yaşamını sürdüren halk tembellikleri ile ün salmış. Ülkede küçük büyük, yaşlı genç, kadın erkek hiç kimse çalışmayı sevmezmiş. Ülkenin sokakları tembel çöpçüler nedeniyle çöplerle doluymuş. Ülkedeki evler tembel ev hanımları nedeniyle kirden ve pislikten geçilmez hale gelmiş. Ülke halkı o kadar tembelmiş ki ülke genelinde kendi kendine büyümüş olan meyve ağaçlarındaki meyveler bile toplanmaz hep çürür gidermiş.
Ülkede çalışkanlığı ile ün yapmış sadece bir tek kişi varmış. Tek olmanın vermiş olduğu hayal kırıklığı ile bütün gün yalnız başına çabalayan bu genç sabahın ilk saatler ile kalkar evini ve evinin bahçesini temizler sonrada çiftçilik yaptığı tarlanın yolunu tutarmış.
Kurak geçen bir yazın sonunda ülkede kalan son yiyeceklerde tükenmeye başlamış. Ülke halkı tembelliğinden ne yapacağını bilemeden bir çözüm yolu bulmak için kafa yormaya başlamış. Tembelliklerinden düşünmenin bile zor geldiği halk ne yapacakları konusunda doğru bir sonuç bulamamış.
Sonunda kış gelmiş ve kapıyı çalmış. Soğuktan ve yiyecek sıkıntısından ne yapacağını bilemeyen halk önde gelen kişileri çalışkan gencin evine göndererek ondan akıl alma kararı almış. Çalışkanlığı sayesinde kışı rahat geçirmeyi planlayan genç tüm yaz boyu biriktirdiği erzakları ve yiyecekleri onlarla paylaşabileceğini ancak bunun karşılığında kendisine ücret ödenmesini istemiş.
Elinde kendisine yetecek kadar erzak bırakan ve geri kalanını tembel köylülere satan çalışkan genç kendisine çok güzel bir hayat kuracak parayı biriktirmiş. Tüm kışı evinde huzur ile geçiren genç ilk baharın gelmesi ile eşyalarını toplayarak köyden ayrılmış. Yeni bir hayat kurmak için herkesin kendisi gibi çalışkan olduğu bir şehre yerleşmiş.
Çalışkanlığının zahmetini zengin bir hayat ile ödüllendiren genç yerleşmiş olduğu şehirde de çalışkanlığı ile ün salmış. Şehrin ileri gelenlerinden bir fabrikatör genci yanına çağırarak ona fabrikasında çok güzel bir iş vermiş. Zamanla patronunun gözüne daha fazla girmeyi başaran genç bir gün patronunun güzel kızı ile karşılaşmış. Tüm cesaretini toplayarak patronundan kızını isteyen gence patronun verdiği cevap çok manidarmış.
- ‘’Kızımı senin gibi çalışkan birisi ile evlendirmek benim için büyük bir onurdur.’’ Demiş.
Çalışkanlığın hiçbir zaman kaybetmeyeceğini daha iyi anlayan genç o saatten sonra işine ve hayata çok daha büyük bir özveri ile tutunmuş. Tembelliğin belini kıran ve artık çalışmaya başlayan eski köyünden de zaman zaman haber alıyormuş.