Uçan Asa Masalı
Okulda son ders zili çalmış ve öğrenciler koştura koştura sınıfları terk ederek evin yolunu tutmuşlardı. Sefer, derin düşüncelere dalarak yürümeye devam ettiği yolda son dönemece gelmişti. Aklını kurcalayan şey, dedesinin kendisine bıraktığı kitapta yazan uçan asa meselesi idi. Acaba böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Bunu düşünmeden edemiyordu.
Sefer eve varmış ve üzerini değiştirmişti. Sofraya oturup güzelce karnını doyurduktan sonra odasına çekilmişti. Gözlerini kapatıp masanın üzerinde duran Uçan Asa kitabının dış kapağının üzerinde ellerini gezdirmeye başladı. Zihninde kitabın içinde anlatılanları canlandırmıştı. Sağ eliyle kitabın dış kapağına dokunmaya ve bu kitapta yazılanları hissetmeye devam etmişti.
Hayal ettiği üzere sol elini kaldırdı ve duvara yaslanmış olan asayı alır gibi yaptı. Bir hayalin içine girmiş olmasına karşın her şey adeta gerçekçi gibiydi. Gözlerini açmamıştı ve asayı eline alarak tıpkı kitapta yazdığı gibi asayı üç kez yere vurmuştu. Bulunduğu mekandan ayrılı gibi bir hisse kapılmıştı. Sol elinde asa ile adeta arşın üzerinde, yıldızların arasında dolaşır gibiydi. “Acaba gözlerimi açsam mı?” diye içinden geçirdi.
“Aç gözlerini!” demişti bir ses.
Gözlerini açmıştı Sefer. Tıpkı isminde olduğu gibi bir seferde gibiydi. Sol elinde Uçan Asa vardı. Yıldızların arasından muhteşem bir hızla kayıp gitmişti başka gezegenlere. Artık kuşlar kadar özgürdü ve ayakları çoktan yerden kesilmişti.
Kainat arasında bir yolculukta gibiydi. Bulunduğu konumda üzerinde yaşadığı Dünya’yı seyre dalmıştı. Nasıl bir ihtişamdı o? Dünya kendi ekseni etrafında nasıl da dönüyordu. “Bu imkansız!” diye geçirdi aklının en ücra köşelerinden.
“Bu kesinlikle mümkün!” diyordu aynı ses.
Evet bu mümkündü. Sefer sol elinde tuttuğu Uçan Asa ile rüzgarında yardımını arkasına alarak kainatı turluyordu adeta. Önünde yıldızlar, Ay ve diğer gezegenler uzanıp duruyordu. Yerden kilometrelerce yükseklikte imkansızı başarmıştı adeta.
“Elindeki asa ile bir daire çiz!” dedi aynı ses.
Sefer bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Bu manevrayı yapmak dönüş yolculuna çıkmak manasına geliyordu. Denileni yapmıştı Sefer ve sol elindeki Uçan Asa ile bir daire çizmişti.
“Sefer uyan oğlum sabah oldu.”
“Bu ses annemin sesi.” dedi Sefer. Gözlerini açmıştı ve sağ elinin altında Uçan Asa kitabının durduğunu görmüştü. Sefer, böylece Uçan Asa ile nasıl yolculuk edeceğini kavramıştı.