Uyku Ormanı Masalı | Uyku Masalları

Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil dağların arkasında, ışıl ışıl parlayan bir orman varmış. Bu ormana herkes “Uyku Ormanı” dermiş çünkü buraya yolu düşen her canlı huzurla uyurmuş. Kuşlar yuvalarında, tavşanlar yuvalarında, kelebekler ise çiçek yapraklarının üstünde en güzel rüyalara dalarmış. Bu ormanda yaşamak bir nimetmiş çünkü burası sessiz, güvenli ve huzurlu bir yerdi.
Bu ormanda, Mavi isimli sevimli bir sincap yaşarmış. Mavi’nin en büyük sorunu uyuyamamakmış. Geceleri yatağına yatınca gözlerini kapatır, ama aklı sürekli meşgul olurmuş. “Yarın ne olacak?”, “Acaba fındıklarımı unuttum mu?”, “Yağmur yağarsa ne yaparım?” gibi düşünceler zihninde dolanır dururmuş. Diğer hayvanlar tatlı rüyalar görürken, Mavi sabaha kadar gözleri açık şekilde tavana bakarmış.
Bir gece Mavi ormanda dolaşırken gökyüzünde parlak bir yıldızın belirgin şekilde parladığını fark etti. Yıldız, aniden süzülerek gökyüzünden kopup yere doğru düşmeye başladı. “Bu da neydi?” diye düşündü Mavi ve hızla yıldızın düştüğü yöne doğru koşmaya başladı.
Biraz yürüdükten sonra yumuşacık yosunlarla kaplı bir açıklığa ulaştı. Orada, çimenlerin arasında pırıl pırıl parlayan küçük bir tohum buldu. Tohum minicik olmasına rağmen ışık saçıyordu. Mavi onu eline alıp inceledi. “Bu bir sihirli tohum olmalı,” diye düşündü heyecanla.
Tam o sırada yanına yaşlı bir kaplumbağa yaklaştı. Kaplumbağa gözlüklerini düzelterek “Ah, ne şanslısın!” dedi. “Bu bir Yıldız Tohumu. Eğer onu doğru yere dikersen, huzurlu uykular seni bekler.”
Mavi’nin gözleri parladı. “Doğru yer neresi?” diye sordu sabırsızlıkla.
Yaşlı kaplumbağa yavaşça başını salladı ve “Kalbini dinle,” diye fısıldadı. “Yıldız Tohumu huzurun en bol olduğu toprağı arar. Orayı sadece kalbini dinleyerek bulabilirsin.”
Mavi tohumu avucunda sımsıkı tutarak yola koyuldu. Kalbini dinlemek kolay bir iş değildi. İlk başta sessizce yürüdü ama hiçbir şey hissetmedi. “Kalbim bana nasıl yol gösterecek ki?” diye düşündü. Biraz daha yürüdü ve uğultulu rüzgarın arasında hafif bir melodi duydu. Melodi öylesine yumuşaktı ki sanki rüzgar şarkı söylüyordu.
Mavi melodinin geldiği yöne doğru yürümeye devam etti. Kıvrımlı ağaç dallarını, yapraklarla kaplı patikaları geçti. Derken ay ışığının aydınlattığı yumuşacık yosunlarla kaplı bir alanın tam ortasına geldi. Kalbi aniden hızla atmaya başladı. “Sanırım burası,” dedi heyecanla.
Yıldız Tohumu’nu dikkatlice toprağa ekti. Üzerine birkaç damla çiğ damladı ve birdenbire tohum filizlenmeye başladı. Filiz önce incecik bir dal haline geldi, ardından hızla büyüyerek kocaman bir ağaca dönüştü. Ağacın dallarından minik ışık topları süzüldü ve etrafa yayıldı. Bu ışıklar küçük yıldızlar gibiydi ve Mavi’yi sıcacık bir huzur sardı.
Yıldız Ağacı’nın altına uzanan Mavi, ilk defa kendini güvende ve rahat hissetti. Yıldız ışıkları yumuşak bir örtü gibi üzerine serildi ve Mavi’nin göz kapakları ağırlaşmaya başladı. Kalbi sakinleşti, zihnindeki tüm endişeler dağıldı ve sonunda huzur içinde uykuya daldı.
Sabah olduğunda Mavi, şimdiye kadar yaşadığı en huzurlu uykudan uyanmıştı. O kadar dinç ve mutlu hissediyordu ki hemen Uyku Ormanı’ndaki dostlarına Yıldız Ağacı’nı gösterdi. Tavşanlar, kuşlar ve kelebekler de ağacın huzur veren ışığı altında tatlı rüyalara daldılar.
Fakat bir gün, ormanda güçlü bir rüzgar esti ve devasa bulutlar gökyüzünü kapladı. Yıldız Ağacı’nın ışıkları sönmeye başlamıştı. Ormanda yaşayan hayvanlar uykusuz kalmaya ve huzursuz olmaya başladılar. Mavi endişeyle Yıldız Ağacı’nın yanına koştu ve “Ne yapmalıyım?” diye düşündü.
Tam o sırada yaşlı kaplumbağa tekrar yanına geldi. “Endişelenme,” dedi kaplumbağa nazikçe. “Yıldız Ağacı’nın ışığı yalnızca sevgiyle ve huzurla parlayabilir. Eğer arkadaşların mutluysa, ağacın ışığı yeniden parlar.”
Mavi hemen arkadaşlarına yardım etmeye karar verdi. Tavşanlara en sevdikleri havuçları topladı, kuşlara melodiler söyleyip dans etti ve kelebeklere en güzel çiçekleri getirdi. Ormanda herkes neşe içinde gülüp eğlenirken Yıldız Ağacı’nın ışıkları yeniden parlamaya başladı. Kısa sürede Uyku Ormanı’na huzur ve mutluluk geri döndü.
O günden sonra Mavi her gece huzurla uyudu ve Yıldız Ağacı’nın ışığı hiç sönmedi. Kim oraya uğrasa, içini sıcacık bir huzur kaplar ve en güzel rüyalara dalardı.
Ve yıldızlar gökyüzünde parladıkça, herkes huzurla uyudu…
Masal da burada sona erdi…