Vicdan Doktoru

Büyük bir hastane de doktorluk yapan Rıdvan Bey; son derece dürüst etrafça sevilen çalışkan, işinin en iyisini yapan namazını hiç aksatmayan Allah’ın sevdiği kullarından biriydi. Kolay kolay sinirlenmezdi. Öfkesine yenik düşmez mutlaka düşünür sonra hareket ederdi.

Daima vicdanıyla hareket eder başına ne gelirse gelsin Allah’ın taktiri olduğunu düşünürdü. Bir yanlış odlumu ya da başına gelen bir olaydan ibret almasını iyi bilirdi. Etrafındakileri de bu konuda çok uyarırdı.

İnsanlarla sohbet etmeyi severdi. Bazen insanlar onun nasihatlerinden faydalanmak için muayenesinde onu ziyaret ederdiler. İyi bir akıl hocasıydı diyebiliriz. İşte böyle bir insandı Rıdvan Bey.

Oğlunun da böyle yetişmesini Allah’ı severek tanıyarak sünnetlerle hayatını bağdaştırması gerektiğini öğretmeye çalışıyordu. Oğlu Hamza, 3. sınıfa gidiyordu. Ona karne hediyesi olarak bilgisayar almıştı.

Bilgisayar Hamza’ya birçok bilgi katabilirdi. Merak ettiği her şeyi rahatlıkla araştırıp çözebilirdi. Akşam eve gelince oğluna bilgisayarı öğretip beraber bilgisayar da zaman geçiriyorlardı. Ama korkusu da vardı.

Ya bilgisayara dalıp görev ve sorumluluklarını unutursa. Zamanla babasının endişeleri gerçekleşmeye başladı. Hamza daha fazla zaman geçirmeye başladı farklı sitelerde sörf yapıp vaktini boşa harcıyordu.

Rıdvan Bey iki defa uyardı oğlunu ama şeytan bir türlü Hamza’nın yakasını bırakmıyordu farklı farklı yerlerde uğraşıp zamanını gereksiz harcamaya devam ediyordu. Saatlerce bilgisayarın başından kalkmıyordu.

Öyle ki akşam babası eve geldiğinde ona kapıyı bile açmıyordu. Rıdvan Bey çok büyük suçluluk hissediyordu. Çok pişman olmuştu.

Oysaki bilgisayarı alırken daha farklı olumlu düşünceleri vardı. Kültürünü genişletir. Merak ettiği konuları araştırır diyordu ama çok yanılmıştı.

İşte şeytan bir kez daha Hamza’yı kandırdı. Oysaki o vakti kitap okuyarak biriken ödevlerini yaparak geçirebilirdi. Odasını toplayıp ailesiyle daha kaliteli zaman geçirebilirdi. Oysa zaman ne ki gelip geçer en değerli sevdiklerimiz her zaman yanımızda olmayabilir.

Büyüdükçe işler güçler çoğalır aile özlemi kurarız. Yanı sıra küçükken öğrendiğimiz bilgiler ilerde birçok alanda işimize yarayabilir. Bu boş uğraşlar şeytanın ufak tefek oyunları. Rıdvan Bey böyle bir şeye sebep olduğu için pişmanlık içindeydi.

Akşam eve geldiğinde Hamza bilgisayarın önünde sızmıştı. Rıdvan Bey hemen bilgisayarın fişi çekip kapattı bu duruma bir son vermeliydi.

Ve oturup oğluyla çok güzel sohbet ettiği ilerde hayatının bazı dönemlerine etki edecek yanlışları yapmamasını boş işlerden uzak durması gibi değerli öğütler verdi. Hamza da can kulağıyla babasını dinliyordu.

Hamza’nın aklından çıkmayacak en büyük nasihat şuydu.

“Oğlum her zaman ben senin yanında olamam artık iyi olanı yanlış olanı sen ayırt etmelisin ve yolunu sürdürmelisin. İç sesini dinlemelisin ama iki iç ses vardır biri senin vicdanın diğeri şeytanın.

Şeytan seni hep savurur boşluklara atar. Ama vicdanın seni her zaman altın tahta götürür. Vicdanın beyninle beraber olsun” demiş.

Masalcı Baba

Çocukların hayatını daha eğlenceli bir hale getirmek ve gelişimlerine katkıda bulunmak için size masal sitemizi açtık keyifli okumalar :)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu